18 Şubat 2012 Cumartesi

FED' in Sahipleri

Bu yazımı bir kaç ay önce fxgrup.com forumunda paylaşmıştım, burayada koymak istedim.
Konu FED. Yani amerikalıların meşhur federal reserve bankasının sahibi kim? Belki bir merkez bankasının sahibinin devlet veya halk oldugu düşünülebilir. Ama işler her zamanki gibi, görüldüğü gibi değil. 19. yüzyılın sonuna doğru amerikan ekonomisi tarihinin en büyük krizleriyle karşı karşıyaydı. Bankalar çöküyordu, para sistemleri destabilize oluyordu. Böyle bir ortamda 1907 yılında bazı bankacılar parlementerlere kredi ve para sistemini muhakkak bir merkez bankası denetimine geçirme zorunluluğunu anlatıyor ve eğer böyle bir sistem kurulmazsa ülkenin çökebileceğini söylüyordu. Ve böylece dünyanın en büyük özel şirketinin ilk toğumlari atılmış.
1913 yılında şu anda dünyayı gerçekten yönetenler tarafından FED kurulmus. Sonra parlamentodan geçirilen federal reserve act diye adlandırılan yasayla karşılıksız ve sonsuz para basma lisansınıda almış. FED sonra 12 bölgesel bankaya bölünmüş ve özel bir banka gibi yapılandırılmış.
Simdi enteresan olan FED'in müthiş bağımsızlığı. Kararlar kapalı kapılar arkasında veriliyor. Kararlar ne kongre, ne beyaz saray tarafından onaylanmak zorunda. FED yurt dışında banka açabiliyor, kendi devletine ve başka devletlere borç verebiliyor, para miktarını, enflasyonu, faizleri, yani herşeyi kontrol ediyor. Ve hiç kimseye hesap vermek zorunda değil.

            FED' in sahipleri:


FED'in en büyük hissedarları amerikanın meşhur aileleri Rockefeller, Rothschild, Lehman, Warburg, J.P. Morgan.
Biraz komplo teorisi olucak ama bence bu isimler dünyayı arka planda yöneten kişiler. Bush, Obama vs. sadece bu ailelerin kuklaları. Para dünyayı yönetiyorsa, ozaman parayı yönetenler dünyayıda yönetir diye düşünüyorum.
Bu anlamda Rothschild "Bana bir ülkenin parasının konrolünü ver, ozaman yasalar ve yasaları yapanlar bana vız gelir" demiş.
Adamlar sistemlerini borçlanma ve faiz üzerine kurmuş zaten.
Borcunu bitiren veya onların kafasına göre gitmeyen ülkelerede terör, iç savaş, din çatışması gibi olaylarla diz çöktürülüp tekrar borç alınması sağlanıyor.
Bunun yanı sıra tabiki işlerin kötü gittiğinde savaş kartı çıkartılıyor.
Çünkü savaşı finanse etmek lazım. Buda nasıl olucak? Aynen, borçlanarak.
Birde stratejilerinde iyi adamları (onlara göre) ödüllendirme var. Savaşları tetikleyen kilit isimler savaş sonrası unutulmuyor.
Vietnam savaşının başmimarı McNamara ve Irak savaşının başmimarı Wolfowitz'in savaşlar bittikten sonra dünya bankasının başına getirilmelerini örnek olarak gösterebiliriz.
Peki bu güçlere, kişilere baş kaldıran hiç olmadımı diye sorarsanız. Oldu ama sonları hiçte iyi olmadı. 1861'de Amerikada yaşanan iç savaş nedeniyle paraya ihtiyacı olan ozamanın başkanı Abraham Lincoln ilk önce Rothschild bankasından kredi almak ister ama faizleri çok fazla bulur.
Sonra Lincoln devlet altında kendi dolarını (greenback) basmaya karar verir. 1865'de Lincoln tek bir kişi tarafindan yapılan suikastla öldürülür ve kısa bir süre sonra suikastı yapan kişide ölü olarak bulunur. Lincoln'dan sonra A. Johnson başkan olur ve greenback'in basılmasını durdurur.
Şimdi bundan daha tanınmış bir vakaya geçelim.
4 Nisan 1963'de John F. Kennedy "executive order 11110" diye bilinen bir yasaya imza atar.
Bu yasa ile FED'in devletleştirmesinin yolu açılır.
Hatta 1963'de ismi "united states notes" diye geçen 4 milyar değerinde banknot piyasaya sürülür ve aynı anda büyük bir miktardada basılmaya hazırdır. Ne yazıkki bilindigi gibi  John F. Kennedy yine tek bir kişi tarafindan öldürülür. Ve yine suikastı yapan kişide suikast'dan kısa bir süre sonra öldürülür. JFK'in ölümünden sonra yeni başkan tekrar bir Johnson olur ( bu heralde gercekten bir tesadüf ) ve oda yeni banknotların basımını durdurur.
Evet bunlar gerçekten yaşanılmış olaylar. Ama unutmayınki dünyada değişmeyen tek şey değişim, onun için bu sistemde birgün değişicek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder