Aslında Yunanistan'daki umutsuzluk veya çaresizlik önceden biliniyordu. Ama bankalar sistemi işin içinden çıkana kadar (buda istedikleri gibi olmasada) hep yalan söylendi.
Şimdi artık Yunanistan'ın euro bölgesinden ve euro'dan çıkma senaryoları açıkca dillendiriliyor.
Hatırlarsanız şu anda İspanya için söylenen ayakta durma parolaralı ve yalanları önceleri Yunanistan için söyleniyordu. Durum ortada. Bu söylenen yalanların, üstü örtmelerin piyasaları sakinleştirmekten başka bir hedefi daha var: Bankaları korumak ve olası bir bankrun'ı engellemek.
Çünkü bankalarda bulunan hesaplardaki paraların yüzde kaçı kağıt para olarak gerçekten bankadaki, %10? %20? Ülkeye göre değişiyor ama çok çok az olduğu kesin.
İşte bir bankrun senaryosu sistemi resetler, bu kadar basit ve bunu biliyorlar.
Şimdi öyle bir level'e geldikki bence artık onlarda (politikacılar, bankacılar, merkez bankacılar) korkmaya başladı.
Dünya çapında bankalardan ayrılan top bankacıların listesini burdan görebilirsiniz: http://wissenschaft3000.wordpress.com/2012/03/30/neue-listen-resignierter-banker/
Bu tesadüf'mü yoksa fareler batan gemiyimi terk ediyor? Buna siz karar verin.
Belkide Sarkozy seviniyordur seçilemediği için, kabak benim başıma patlamayacak diye.
Yapılan 1 trilyon veya 1000 milyar euro'luk LTRO operasyonu bir kaç ay içinde kül oldu.
Yaşadığımız rallilerin sadece likidite kaynaklı olduğunu ve geri dönüş ihtimalinin yüksek olduğunu 1.Mayıs'da yazmıştım, tam tepedeyken piyasalar: http://finansalreset.blogspot.com/2012/05/piyasalar-up-or-down.html
Sonuç ortada, piyasaya enjekte edilen paraların etkisi gittikçe azalıyor.
Borsalar, bankaların durumu, sorunlu ülkelerin faizleri, CDS'leri, herşey tekrar kriz moduna girdi.
Piyasalar bir junkie gibi tam bir likidite bağımlısı olmuş ve suni olarak ayakta tutuluyor.
Peki şimdi nasıl'mı devam edecek?
Tabiki şimdiye kadar olduğu gibi yalanlarla, manipülasyonlarla piyasaları yatıştırmaya çalışacaklar, ECB tahvil alacak, faizler indirelecek ve biraz daha zaman kazanılacak.
Ama sonunda piyasa bağımlı olduğu para enjektesini (QE3, LTRO3) almadan rahat vermeyecek.
Ama bu para'nın etkisi bu sefer daha da kısa olacak ve panik daha da artacak ve yavaş, yavaş kaçınılmaz olan finale doğru yaklaşmış olacağız. Daha sonra mı ne olacak?
Sistem artık junkie olmaktan koma'ya düşecek ve heran patlamaya hazır bir bomda gibi veya ölmeye mahkum bir hasta gibi yatağında bekleyecek. Peki sistem nerden ve nasıl patlayacak? İşte bunu cevaplamak çok zor, patlak verebilecek cephe o kadar çokki.
Ama favorilerim şöyle: İspanya/İtalya (bankalar olabilir), US-Bonds(ABD tahvil piyasası) ve hiç konuşulmayan ama bence büyük bir sorun olan ABD öğrenci kredileri, burda değinmiştim: http://finansalreset.blogspot.com/2012/04/abd-ogrenci-kredisi-balonu-patlarm.html
Dikte edilen kemer sıkma politikalarından ve faiz kölesi olmaktan bıkan halkların ayaklanma veya twitter/facebook gibi araçlarla organize olarak bankrun yapma ihtimalini katmıyorum bile hesaplarıma.
Son olarak yazmak istediğim, gelen manipüle edilmiş verilere inanarak ABD'nin durumunun AB'den daha iyi olduğuna inanmayın. İyi olsa ABD'de aç olan insanların sayısı gittikçe artmazdı: http://finansalreset.blogspot.com/2012/03/food-stamps-rekor-seviyede.html ve ayrıca iş piyasasının düzeldiğide doğru değil: http://finansalreset.blogspot.com/2012/04/tarm-ds-istihdam-yalan.html
Aslında ABD üzerine yazılacak o kadar çok şey varki.
Ama piyasaların ABD'yi şimdilik! neden hala güvenli liman olarak görüp, petrodolara kaçmasını aşağıdaki resimden daha iyi anlatamam.
Ama sonuçta ne hile, ne manipülasyon yaparlarsa yapsınlar sadece zaman kazanmaktan başka birşeye yaramıyacaktır, çünkü "point of no return'e" geldik ve finansalreset kaçınılmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder